Bilişim Sektöründe İşten Çıkarmalar

Özgen Muzaç
370 Görüntüleme
7 Dk Okuma Süresi

Genel Durum

2020 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi, beraberinde çeşitli sektörleri derinden etkileyen ekonomik bir buhrana yol açtı. Bu süreçten en çok etkilenen sektörlerden biri şüphesiz bilişim sektörü oldu. Söz konusu ekonomik dalgalanmanın en belirgin sonuçlarından biri, 2022 yılının son çeyreğinde başlayan toplu işten çıkarmalar olarak karşımıza çıktı.

Her ne kadar geç kalınmış bir yazı olarak görünse de, toplu işten çıkarmalar halen güncel bir gerçeklik olmaya devam etmektedir. Bu yazı, söz konusu sürecin nasıl geliştiğini ve etkilerini genel hatlarıyla resmetmeyi amaçlamaktadır.

Buraya Nasıl Gelindi – Sayılarla Büyüme

Pandemi ile başlayan dönem, yaşamın bütün alanlarını etkilediği gibi bilişim firmalarını da hiç planlanmamış bir sürecin içine sürükledi. Kısaca hatırlayacak olursak, evlerde kaldığımız dönemlerde çevrimiçi seçenekleri çok daha yoğun olarak kullandık; yüz yüze görüşemediğimiz yakınlarımızla görüntülü olarak konuştuk, sosyalleşme ihtiyaçlarımızın büyük bir kısmını sosyal medya platformlarında gerçekleştirdik. Benzer şekilde, tüketim alışkanlıklarımız da değişti ve çevrimiçi platformları daha yoğun kullanmaya başladık.

Bu değişim, bilişim sektöründe beklenmedik bir ekonomik büyümeyi de beraberinde getirdi. Örneğin dünya çapındaki e-ticaret devi Amazon, pandeminin ilk senesinin sonunda bir önceki seneye oranla karını %84 oranında arttırdı1. Sosyal medya devi Meta ise 2020 sonunda tüm platformlardaki aktif kullanıcı sayılarında %10’luk bir artış raporladı2.

Bu iki örnek dışında, birçok orta ve büyük ölçekli firma da beklenmedik büyüme rakamlarına ulaştı. Bunun temel sebebi var olan ticari dolaşımın çevrimiçi platformlarda yoğunlaşması ve kullanıcıların bu platformlarda geçirdiği zamanın artması idi. Buna bağlı olarak firmalar çok daha fazla çalışan istihdam etmeye başladı.

Örneğin Google, çalışan sayısı olarak 2019’dan 2020’ye %14 büyürken, bu oran 2021’den 2022’ye %22’ye çıkmıştır3. Benzer şekilde Microsoft’a baktığımızda, 2019’dan 2020’ye %13 büyüme görülürken, 2021’den 2022’ye bu oran %22’ye ulaşmıştır4.

Pandemi ile birlikte kullanıcı alışkanlıklarındaki değişiklikler ve bunun bilişim şirketlerindeki istihdama yansıması, daha sonrasında gördüğümüz toplu işten çıkarmaların ana etkenlerini oluşturduğunu söyleyebiliriz. Elbette, bilişim sektörünün o dönemdeki büyümesi aynı oranda devam etseydi farklı bir tablo ile karşı karşıya olacaktık ancak küresel ölçekteki ekonomik daralma yine bilişim sektörünü ve çalışanlarını etkiledi.

İşten Çıkarmalar

Piyasaların şirketlerden en büyük beklentisi, sürekli büyüme ve gelecekte daha değerli olma vaadi olarak özetlenebilir. Bu, şirketlerin kısa ve uzun vadede piyasadaki değerlenmesini etkileyen en önemli faktördür. Yukarıda çeşitli rakamlarla büyüme oranlarına baktığımız firmaların tamamı, 2021 sonrasında büyümeye bağlı olarak piyasa değerlerini artırdı. Ancak 2022 yılıyla birlikte firmalar önceki senenin büyüme oranlarına ulaşamaz duruma geldi.

Şunu özellikle belirtmek gerekir ki, teknoloji devi şirketlerin cirolarına bakıldığında küçülmeden bahsetmek pek mümkün değil. Şirketler halen belirli oranlarda büyümeye devam ettiler ancak çift haneli büyüme oranlarından tek haneli büyüme oranlarına geçiş yaptılar. Bu durum piyasalar açısından şirketlerin gelecekteki karlılığını sorgulanmasına ve piyasa değerlerinde hızlı bir düşüşe yol açtı.

Şirket yöneticileri açısından bu büyümeyi kısa vadede düzeltecek en hızlı hamlelerden biri giderlerin kısılması oldu. En büyük gider kalemi olan çalışan maaşları düşünüldüğünde, ilk hamle elbette toplu işten çıkarmalar olarak şekillendi. 2022 yılıyla birlikte, özellikle ikinci yarısından itibaren birçok firma toplu işten çıkarmaları duyurdu.

Layoffs.fyi’de toplanan bilgilere göre:
– 2022 yılında 165.000
– 2023 yılında 265.000
– 2024 yılı Aralık ayına kadar 150.000 bilişim çalışanı işlerini kaybetti5.

İşten çıkarmalardaki en büyük argüman “daha verimli çalışma yöntemlerinin şirket açısından uygulamaya konulması” oldu. Başka bir deyişle, şirketler aynı hizmetleri daha az sayıda çalışanla gerçekleştirerek büyümeye devam edeceklerini iddia ettiler. Piyasa açısından bu “olumlu” bir gelişme olarak algılandı. Üstelik, şirketlerin her çeyrek yaptıkları finansal raporlamalar sırasında daha verimli yöntemler seçeceklerini ve işten çıkarmalar yapacaklarını açıklamaları adeta bir beklentiye dönüştü.

Ödenen Bedel

Pandemi ile başlayan ve sonrasında işten çıkarmaların yoğunlaştığı bu dönemin bedel ödeyenlerini iki farklı kategoride değerlendirebiliriz:

1. Küçük Ölçekli Şirketler ve Çalışanları

Bu kategoride öncelikle küçülme, ardından da toptan kepenk kapatma söz konusu oldu. Etkilenen kesim başta maaşlı çalışanlar ve sonrasında ise şirket sahipleri idi. Büyük şirketlerle kıyaslandığında temel fark, sermayelerinin çok daha küçük olması ve toplam ayakta kalma sürelerinin daha kısa olmasıdır. Bu durum ekonomik daralma döneminde daha çabuk etkilenmelerine yol açtı.

2. Orta ve Büyük Ölçekli Şirketler ve Çalışanları

Bu kategoride ise hikaye biraz daha farklı şekillendi. Oldukça büyük sermayelere sahip olan şirketler ekonomik daralmaya rağmen belirli oranlarda büyümeye devam ettiler. Buna karşın değer kaybetmelerinin sonucu olarak daha verimli olma iddiasıyla on binlerce çalışanın işine son verdiler.

Büyük şirketlerin öncülük ettiği işten çıkarmalar neredeyse normalleşmiş ve birçok şirketin art ardına işten çıkarmaları duyurması ile devam etmiştir. Piyasalar ve yatırımcılar açısından sevindirici olan bu vaatler elbette çok daha fazla çalışanın işini kaybetmesi ile sonuçlanmıştır ve aynı şekilde devam etmektedir.

Kısacası bedeli ödeyen asıl kesim çalışanlar oldu. Şirketlerin pandemi başındaki hızlı büyümesinde üst düzey yöneticilerin karar verici konumda olduğunu düşündüğümüzde çalışanlar ancak bu sürecin mağduru olarak nitelendirilebilir.

Günümüz ve Sonrası

Yazıyı tamamlarken, bilişim sektörünün geçirdiği dönüşümü ve günümüzdeki durumunu birkaç başlık altında özetlemek faydalı olacaktır.

Pandemi öncesiyle karşılaştırıldığında şirketlere yönelik eleştirilerinin nispeten azaldığı görülmektedir. Örneğin, daha önce toplu işten çıkarma yapan firmalar nadiren duyulurken, çalışma koşullarının kötü olduğu firmalar yoğun bir şekilde tartışılmakta idi. Günümüzde ise çalışma şartlarını eleştirmek gündem olmaktan çıkmış ve işten çıkarılmamak tek başına yeterli görülmeye başlanmıştır.

İşten çıkarmaların bu kadar normalleştiği bu dönemde, çalışanlar üzerilerinde performans baskısı da hissetmektedirler. Çünkü, toplu işten çıkarmalar yalnızca finansal daralmadan kaynaklanmamaktadır, şirketin önceliklerinde meydana gelen herhangi bir değişiklik, daha düşük performans sergileyen çalışanların işten çıkarılmasıyla sonuçlanabilmektedir. Bu da çalışanlar üzerinde daha fazla iş üretme baskısı oluşturmakta ve şirketin gözünde daha değerli bir konuma gelme çabası yaratmaktadır. Kısacası, daha az iş güvenliği ve daha fazla çalışma, sektörün yeni normali haline gelmiştir.

Günümüzde bu başlıklar ön plana çıksa da gelecekte nasıl şekilleneceğini kestirmek oldukça zor. Ancak içinde bulunduğumuz bu süreç, bilişim sektörünün piyasa beklentileri doğrultusunda ne kadar kırılgan ve güvencesiz olduğunu ve bundan en çok çalışanlarının mağdur olacağını gözler önüne sermektedir.

Çalışanların kontrolü dışında gerçekleşiyor gibi görünen bu durumu değiştirecek olan, çalışanların bir arada durma ve şirket çıkarları karşısında çalışan haklarını savunma iradesi olacaktır.

  1. https://www.forbes.com/sites/shelleykohan/2021/02/02/amazons-net-profit-soars-84-with-sales-hitting-386-billion/ ↩︎
  2. https://investor.fb.com/investor-news/press-release-details/2021/Facebook-Reports-Fourth-Quarter-and-Full-Year-2020-Results/default.aspx ↩︎
  3. https://www.macrotrends.net/stocks/charts/GOOG/alphabet/number-of-employees ↩︎
  4. https://www.macrotrends.net/stocks/charts/MSFT/microsoft/number-of-employee ↩︎
  5. https://layoffs.fyi/ ↩︎

Bu Makaleyi Paylaşın