Ayşe Aktağ – Siber Güvenlik Uzmanı
Dijital şiddet, kadınlara yönelik şiddetin yeni bir yüzü olarak giderek daha görünür hale geliyor. Özellikle eski partnerler, sevgililer veya tanıdık kişiler tarafından uygulanan dijital taciz, ısrarlı takip ve siber zorbalık, kadınların çevrimiçi ortamlarda kendilerini güvensiz hissetmelerine neden oluyor. Failin kimliğini gizleyebilmesi, fiziksel mekan sınırlamasının olmaması ve şiddetin günün her saati devam edebilmesi, dijital şiddeti kadınlar açısından daha yıpratıcı bir hale getiriyor. Bu durum yalnızca psikolojik zorlanmaya değil, sosyal ilişkilerin, iş yaşamının ve günlük yaşantının da olumsuz etkilenmesine yol açabiliyor.
Kadınlara yönelik dijital şiddetin bir başka tehlikeli boyutu da, flört şiddeti ve yakın ilişki temelli dijital kontrol mekanizmalarıdır. Hesap şifrelerini talep etmek, konum paylaşımını zorunlu kılmak, sosyal medya etkileşimlerini denetlemek veya çevrimiçi arkadaşlıklarını kısıtlamak gibi davranışlar, çoğu zaman “kıskançlık” veya “ilgilenme” olarak normalleştirilmeye çalışılsa da, bunlar aslında dijital şiddetin yaygın örnekleridir. Pek çok vaka, kadınların ilk olarak duygusal manipülasyonla başlayan bu baskıcı davranışların zamanla dijital taciz ve siber takibe dönüştüğünü göstermektedir.
Kadınların çevrimiçi güvenliğini sağlamak, kişisel verilerin korunması ve mahremiyet farkındalığının artırılması bu nedenle hayati önem taşır; zira dijital şiddet hem bireysel hem toplumsal düzeyde mücadele edilmesi gereken bir sorun olup, kadın örgütleri ve ilgili kurumların sağladığı hukuki-psikolojik destek bu sürecin en güçlü dayanaklarından biridir. Bu bağlamda, konuyu daha sağlam bir temele oturtmak için yazının teknik kısmına bazı kavramları açıklayarak başlamak istiyorum. Ele alacağım kavramlar ise siber takip, ısrarlı takip ve stalklama’dır.
“Siber takip” (cyberstalking), bir kişinin dijital ortamlarda sürekli olarak izlenmesi, rahatsız edilmesi veya tehdit edilmesi anlamına gelir. Fiziksel takipten farkı, failin dünyanın herhangi bir yerinden bu eylemi gerçekleştirebilmesidir. Siber takip genellikle gizlidir; mağdur çoğu zaman izlenildiğinin farkına bile varamaz.
Fiziksel takip belirli bir mekanla sınırlıyken, dijital takip coğrafi sınır tanımaz. Bu da mağdurların kendilerini güvende hissetmelerini zorlaştırır.
Ancak dijital takip kavramı çoğu zaman “ısrarlı takip” ya da “stalklama” ile karıştırılır. Bu kavramların birbirinden nasıl ayrıldığını bilmek, yalnızca tanımsal bir ayrıntı değil, aynı zamanda bir şiddet eyleminin ispatı ve tanımlanması açısından belirleyici bir unsurdur.
Israrlı Takip ve Stalklama Arasındaki Fark
“Stalking” terimi, İngilizceden dilimize “ısrarlı takip” olarak geçmiştir. Bu kavram hem fiziksel hem dijital ortamlarda musallat olma ya da rahatsız edici izleme davranışlarını içerir. Siber takip ise stalklamanın dijital boyutudur; e-posta izleme, sosyal medya analizleri, casus yazılımlar (spyware) ya da GPS uygulamaları aracılığıyla yürütülebilir. Her iki durumda da amaç, mağduru psikolojik baskı altında tutmaktır.
Israrlı takip ve stalklama davranışları genellikle sinsi bir biçimde ilerlediği için, mağdurlar çoğu zaman bu durumun farkına varmakta zorlanır. Bu nedenle, dijital ortamda takip edildiğini veya izlenildiğini gösterebilecek belirtileri tanımak ve erken fark etmek hayati öneme sahiptir.
Erken farkındalık, mağdurların hem psikolojik olarak yıpranmasını azaltır hem de dijital delillerin kaybolmadan toplanmasına imkan tanır. Bu noktada, kullanıcıların çevrimiçi davranışlarında olağan dışı değişiklikleri gözlemlemesi, hesap güvenliği ihlallerini ciddiye alması ve şüpheli durumlarda profesyonel destek alması önemlidir.
Şimdi, dijital ortamda maruz kalınan siber takibin nasıl tespit edilebileceğine yakından bakalım.
Siber Takip Nasıl Tespit Edilir?
Bazı davranışsal ya da teknik belirtiler, bir kişinin dijital ortamda takip altında olabileceğini gösterebilir. Bu işaretler çoğu zaman küçük ve fark edilmesi güç ayrıntılardır; ancak birlikte değerlendirildiklerinde sistematik bir izleme veya gözetim girişimine işaret edebilirler. Bu belirtilere örnek olarak:
1. Sürekli rahatsız edici mesajlar almak:
Kişisel sosyal medya, e-posta veya mesajlaşma uygulamaları üzerinden tekrarlayan, tehditkar ya da manipülatif mesajlar almak, failin mağdurla temas kurma çabasını gösterir. Bu tür mesajlar genellikle duygusal baskı yaratmayı ve mağdurun çevrimiçi davranışlarını kontrol etmeyi amaçlar. Mesajların ekran görüntüleri alınmalı ve delil olarak saklanmalıdır.
2. Şifre sıfırlama taleplerinin artması:
Hesaplarınız için beklenmedik şekilde sık sık “şifre sıfırlama” ya da “güvenlik uyarısı” bildirimleri alıyorsanız, biri hesabınıza erişim sağlamaya çalışıyor olabilir. Bu durum genellikle otomatik saldırı botları veya tanıdık biri tarafından yapılan manuel denemelerin göstergesidir. Böyle bir durumda derhal parolanız yenilenmeli, iki aşamalı doğrulama (2FA) aktif edilmelidir.
3. Cihazların beklenmedik şekilde kapanması veya ısınması:
Dijital cihazlarınızın normalden fazla ısınması, şarj/pilin hızla tükenmesi ya da kendiliğinden kapanması, arka planda çalışan casus yazılımların belirtisi olabilir. Bu durumda güvenilir bir antivirüs veya anti-spyware taraması yapılmalı, bulgular temizlenmelidir. Gerekiyorsa cihaz fabrika ayarlarına döndürülmelidir.
4. Tanımadığınız kişilerin özel bilgilerinizi bilmesi:
Kişisel bilgilerin (adres, telefon numarası, doğum tarihi, iş yeri, hatta özel yaşam detayları gibi) tanımadığınız kişilerce bilinmesi, çoğu zaman veri güvenliği ihlalinin veya bilgi sızdırma eyleminin sonucudur. Bu durum iki temel biçimde ortaya çıkabilir:
- Doğrudan veri sızıntısı:
Sosyal medya hesaplarındaki gizlilik ayarlarının zayıf olması ya da üçüncü taraf uygulamalara verilen izinler, kişisel bilgilerin kötü niyetli kişiler tarafından erişilmesine yol açabilir. Örneğin, farkında olmadan yetki verdiğiniz bir uygulama, e-posta veya konum bilgilerinizi paylaşabilir. - Dolaylı sosyal mühendislik:
Fail, sizi veya çevrenizi manipüle ederek bilgi toplamaya çalışabilir. “Arkadaş” gibi davranarak sohbetlerde kişisel detaylar alabilir ya da güvenlik sorularına dayalı parolaları tahmin etmeye yönelik stratejiler uygulayabilir. Bu yöntem, özellikle flört şiddeti veya yakın çevre kaynaklı dijital taciz vakalarında sık görülür.
Tanımadığınız birinin özel bilgilere eriştiğini fark ettiğinizde:
- Hesaplarınızın paylaşım geçmişini ve gizlilik ayarlarını gözden geçirin.
- Sosyal medya ve e-posta hesaplarınızdaki bağlı uygulamaları denetleyin,
tanımadıklarınızı kaldırın. - Şüpheli mesaj veya bağlantılara tıklamaktan kaçının.
- Gerekiyorsa hesaplarınızı geçici olarak kapatın veya erişimi kısıtlayın.
5. Online aktivitelerinizin izlendiği hissi:
Sosyal medya beğenilerinizin, yorumlarınızın ya da çevrimiçi hareketlerinizin sürekli bir kişi tarafından takip edildiğini fark ediyorsanız; özellikle hedefli reklamların artması ya da benzer içeriklerin sıkça karşınıza çıkması, kişisel verilerinizin dışarıya aktarıldığına dair dolaylı bir göstergedir.
Bu tür durumlar fark edildiğinde, gecikmeden güvenlik önlemleri alınmalı, cihazlardaki veriler yedeklenmeli ve gerekirse emniyet birimleri veya siber suçlar birimi ile iletişime geçilmelidir. Ayrıca, sosyal medya platformlarına yapılan resmi raporlamalar hem hesap güvenliğini artırır hem de dijital izleme vakalarının kayıt altına alınmasını sağlar.
Siber Takipten Korunma: Kişisel Yol Haritası
Dijital güvenlik, sadece teknik değil, farkındalık temelli bir süreçtir. Güvende kalmak için şu adımlar önerilmektedir:
Gizlilik Ayarlarını Kontrol Edin: Sosyal medya hesaplarınızı sınırlı erişime açın.
Güçlü Parolalar Kullanın: Büyük / küçük harf, rakam ve özel karakter kombinasyonları tercih edin.
İki Aşamalı Doğrulama (2FA): Hesaplarınıza ek güvenlik katmanı ekleyin.
Kişisel Bilgileri Paylaşmayın: Adres, telefon, konum veya işyeri bilgilerini sosyal medyada paylaşmaktan kaçının.
Dijital Ayak İzinizi İzleyin: Kimlerin hangi bilgilere eriştiğini düzenli kontrol edin.
Şüpheli Kişileri Engelleyin ve Raporlayın
Cihazlarınızda antivirüs programı, VPN hizmeti, şifre yönetim uygulamaları ve gizlilik eklentileri kullanmak dijital güvenliğinizi önemli ölçüde artırır. Bu teknolojik çözümler, kişisel verilerin ele geçirilme riskini azaltarak çevrimiçi ortamda daha güvenli bir deneyim sağlar. Ancak, bir uygulama edinirken veya yükleme yaparken dikkatli olunmalıdır.
Uygulamaları yalnızca resmî mağazalardan indirmek, erişim izinlerini kontrol etmek ve gereksiz yetkiler isteyen yazılımlardan kaçınmak temel bir güvenlik adımıdır.
Ayrıca uygulamanın geliştiricisi, kullanıcı yorumları ve gizlilik politikası mutlaka incelenmelidir; çünkü birçok ücretsiz uygulama, gelirini kullanıcı verilerini toplayarak elde eder. Bu nedenle, güvenilir bir kaynaktan edinilmiş, güncel ve veri koruma ilkelerine uygun uygulamalar tercih edilmelidir.
Siber Şiddeti Belgelemenin Önemi
Dijital şiddet olaylarını kanıtlamak hem hukuki hem psikolojik açıdan önemlidir.
- Ekran görüntüleri alınmalı, olayların tarih-saat bilgileri kaydedilmelidir.
- Mesaj içerikleri, failin kimliği veya hesap bilgileri mümkünse belgelenmelidir.
- Tüm kanıtlar güvenli bir ortamda saklanarak emniyet birimlerine veya ilgili platformlara bildirilmelidir.
Bu konuda stopncii.org gibi uluslararası kuruluşlar da dijital içeriklerin kötüye kullanımını önlemek için mağdurlara destek sunmaktadır.
Sonuç: Dijital Farkındalık Güçlü Bir Savunmadır
Dijital şiddet, yalnızca teknolojik araçlarla değil, bireysel farkındalık, bilinçli davranış ve toplumsal dayanışma ile mücadele edilebilecek çok katmanlı bir sorundur. İnternetin sağladığı anonimlik ve sınır tanımazlık, şiddetin biçim değiştirmesine yol açarken; bilinçli kullanıcılar, bu görünmez tehdidin en güçlü savunma hattını oluşturur.
Kadınlar başta olmak üzere tüm internet kullanıcılarının, dijital ortamda mahremiyetin korunması, kişisel verilerin yönetimi ve çevrimiçi güvenliğin sağlanması konusunda bilgi sahibi olması büyük önem taşır. Farkındalık, yalnızca korunmayı değil, aynı zamanda dijital şiddetin tanınmasını ve ifşa edilmesini de mümkün kılar.
Bu konuda farkındalığı artırmak ve benzer deneyimler yaşayan kişilerin yalnız olmadığını göstermek amacıyla Catfishing Kabusu, Unknown Number: The High School Catfish ve Baby Reindeer gibi filmler izlenebilir. Bu belgeseller ve dramatik anlatılar, çevrimiçi kimlik manipülasyonu, duygusal istismar ve siber takip süreçlerini gerçek tanıklıklar üzerinden aktararak izleyicide empati ve farkındalık yaratır.
Ancak unutulmamalıdır ki, halihazırda dijital şiddet veya taciz süreci yaşayan bireyler için bu tür içerikler rahatsız edici ya da tetikleyici duygular doğurabilir. İzleme kararı verirken, duygusal güvenliğinizi önceliklendirmeniz ve gerekirse profesyonel ya da sosyal destek mekanizmalarından yararlanmanız önerilir. Dijital dünyanın sunduğu imkanlar, bilinçli kullanıldığında güçlendirici; denetimsiz bırakıldığında ise yıpratıcı olabilir. Bu nedenle, her kullanıcı için en temel savunma aracı, teknolojik bilgi kadar dijital farkındalıktır.
