Bilişim ve Kadın

H. Gözde Akgün Demirci H. Gözde Akgün Demirci 11 Görüntüleme
5 Dk Okundu

Bilişimde Kadının adı yok, ‘Görünürlüğü’ var

Özel sektörde yazılım, donanım, tasarım, sosyal medya, dijital pazarlama, e-ticaret, web uygulamaları, altyapı, entegrasyon, iletişim, bilgisayar sistemleri ve bunlara bağlı hizmetler, kamuda bilgi teknolojileri ve bilgi işlem dairelerinde yapılan işler bilişim sektörünü oluşturmaktadır. Bilişimde kadın olmak, hayatın her alanında kadın olmak kadar zordur, emek, sabır ve eğitim gerektirir. Hele ki bilgisayar mühendisliği ve hatta bilgisayar ve teknoloji ile ilgili tüm mesleklerin erkek işi sayıldığı bir sektörde kadın olmak daha da zordur.  

  • Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2014 yılı istihdam verilerinde 15 yaş üstü istihdam edilenlerin %30’u kadın, %70’i erkek.
  • Avrupa Komisyonu rakamlarına göre bilgi teknolojisi alanında çalışan 7 milyon kişinin %30 u kadın.[1]
  • OECD ülkelerinde bilişim sektöründe çalışanların %20’si kadın.
  • Fortune dergisi, Fortune 500 şirketlerinde sadece 24 kadın CEO (%4.8).[2]

Malesef sayılar bilişimde ve iş hayatında kadının adı yok diyor. Fakat Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) 2011 sektör raporuna göre bilişim sektöründe istihdamın %29 arttığı, kadın istihdamının ise %40 arttığı belirtiliyor. Özel sektörde yapılan ‘Bilişimde Kadın Hareketi’, Kadın ve Bilişim Günü etkinlikleri, eğitimler, bilişim sektörünün hızlı büyümesi gibi etkenler ile kadınların bilişimde ‘görünürlüğü’ artmaktadır. Fakat 21.yy da bilgi teknolojileri ışık hızında ilerlerken, bilişimde kadının adının var olması için toplumda, sanayide, eğitimde ve iş koşullarında kadınlara verilen desteklerin arttırılması gerektiğine inanıyorum.

Mesleklerin cinsiyetleri yoktur, çözülmesi gereken problemler vardır

  • Kadınların mühendislik ve diğer teknik mesleklerde yetersiz görülmesi, erkeklerle denk görülmemesi
  • Cinsiyet ayrımcılığı
  • Kadınların eşit haklara sahip olmaması
  • Aile iş dengesini kurmaya çalışması
  • İşle ilgili kararların erkek egemen ortamlarda verilmesi
  • Kadınların erkekler kadar geniş iş çevrelerinin olmaması
  • Kurum kültürlerinin kadınlara erkeklerle benzer kariyer imkanları sağlamaması
  • Çalışma koşullarının kadınlara uygun bir şekilde düzenlenmemesi
  • Aynı iş tanımlarında çalışan kadın ve erkeklere farklı ücret verilmesi

Sektörde daha çok kadına ihtiyaç var

Bilişimdeki kadınların problemlerini çözmede  kadınlar tek başına bırakılmamalıdır. Devlet bilişim politikaları, kamu ve özel sektörde kadınlar için vergi indirimleri, kadın kotaları, çalışma ortamlarının iyileştirilmesi, eğitim sistemindeki düzenlemeler ile kadının sektördeki yeri teşvik edilmelidir.

Desteğe eğitimden iş hayatına doğru başlarsak, üniversitelerin teknik ve mühendislik bölümlerine kız öğrenci kotası, akademik ve idari kadrolarına da kadın kotası konulabilir. Kamuda bilgi teknolojileri ve bilgi işlem dairelerinde aynı şekilde kadın kotası oluşturulabilir. Özel sektörde ise kadın çalışanların istihdamını arttırmak için sgk prim indirimleri uygulanabilir.

Çalışma hayatına baktığımızda ise kadınların kariyer basamaklarında hep bir cam tavan bulunmaktadır. Yukarı kademeleri görürsünüz, çalışırsınız, kendinizi geliştirirsiniz ama o kademeleri erkek meslektaşlarınız kadar hızlı ya da kolay alamazsınız. Eşit çalışma haklarını elde etmek için yöneticiler dahil tüm çalışanlara toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin verilmesi, çalışanların kariyer planlarının yetkinliklerine göre yapılması gerekmektedir.

2010 TÜİK verilerine göre profesyonel meslek gruplarında kadın erkek ücret farkı %19, teknisyen ve tekniker meslek gruplarında fark %7.4 seviyesindedir. Devlet bu farkın önüne geçmek için denetimlerini arttırmalıdır.

Çoçuk da yaparım, kariyer de

 

Bu şartlara rağmen çalışmayı başarı ile sürdüren kadınlar, bir süre sonra dünyanın en ulvi görevi olan annelik ve iş arasında kalır. Doğum izni, çoçuğu kreş yaşına kadar büyütmek, güvenli bir kreşe gönderebilmek gibi kariyer hayatlarını kesintiye uğratan durumlar yaşarlar. Sektörün dinamik yapısında dolayı birkaç sene aktif iş hayatından uzak kalmak geri dönüşleri zorlaştırır.  Kadınlara verilen doğum izinleri arttırılmamalı, baba ve anne arasında paylaştırılmalıdır. Norveç gibi kadın erkek eşitliğinde tarih yazan ülkelerde uygulandığı gibi, maaşlarının %80 ini almak koşuluyla babalara da anneler kadar doğum izni verilmelidir. Çocuklar babalarıyla daha fazla vakit geçirirken iş hayatında cinsiyet eşitliği desteklenmiş olur.  

 

16.08.2013 tarihinde resmi gazetede yayınlanan işverenin yurt ve kreş açma yönetmeliğinde, 150’den fazla kadın çalışanı olan işyerlerine kreş açma zorunluluğu getirilmiştir. Personel sayıları değerlendirilidiğinde bu yönetmelik işverenlerin sadece %1’ini kapsamaktadır. Yönetmelik, bilişim sektörü çalışanlarının yoğunluklu olarak bulunduğu, üniversitelerin içinde kurulan AR-GE merkezleri, teknokent ve teknoparklardaki tüm firmaların toplam çalışan sayılarını içerecek şekilde düzenlenmeli, bu lokasyonlarda kreş açılması sağlanmalıdır. Kreş kullanım imkanı sadece kadınlara değil, erkeklere de tanınmalıdır.

Kadınlara pozitif ayrımcılık

2013 sonu itibariyle 61.6 milyar dolar sektör hacmine sahip bilişimde, kadınların olduğu unutulmamalıdır. Mesleklerin cinsiyetleri yoktur. İnsanın doğası gereği şartlar eşit değildir, fakat  toplumda ve iş hayatında adaletli çalışma imkanları oluşturmak için pozitif ayrımcılık yapılması gerekmektedir. Bu çaba ülkemize, mesleğimize ve üretime katma değer olarak geri dönecektir.

H. Gözde AKGÜN DEMİRCİ

[1] http://ec.europa.eu/digital-agenda/en/women-ict

[2] http://fortune.com/2014/06/03/number-of-fortune-500-women-ceos-reaches-historic-high/

Bu Makaleyi Paylaşın