What is right is not always the same as what is legal”
—Edward Snowden
Birkaç sene önce Edward Snowden’a ait bu sözü okuduğumda yasa, etik ve vicdan üçgenini sorgulamaya başladım. Snowden’ın dediği gibi doğru olan her şey yasal mı yoksa yasal olan her şey doğru mu?
Yasa, etik, vicdan üçgenine geri döndüğümde bir olay esnasında yasaya uygun ama doğru olmayan bir durumu etik olmayan bir şekilde ortaya çıkarmak mı ? Yoksa yasalara uygun diye görmezden gelmek mi?
2013 yılında eski bir CIA ajanı olan Edward Snowden Amerikan Hükümeti’nin FISA (Yabancı İstihbarat Gözetim Yasası) mahkemelerinden aldıkları izin ile ülke vatandaşlarını izledikleri ortaya çıkmış ve tüm bu olanlara bakıldığında her şey yasalara dayandırılmış ve her şey kitabına uygun şekilde NSA (Ulusal Güvenlik Dairesi) dinlemelere devam etmiş. Yasaya uygun olan ama kendince bu durumu yanlış bulan Snowden, bu belgeleri çalıştığı kurumdan sızdırarak tüm dünyaya ilan etmişti. Sızdırma işleminin aslına bakacak olursak etik bir durum değil diyebiliriz veya bu doğru olmayan durum için etik ve cesurca davranıp bunu basına vermişte diyebiliriz. Buradaki etik durumu tanımlama şeklimiz, günün sonunda Snowden için hain mi kahraman mı sorusuna vereceğimiz cevabı biraz şekillendiriyor.
Snowden’ın sızdırdığı belgelerde en çok dikkatimizi çeken Prism ve Xkeyscore adlı uygulamalar oldu. Prism adlı uygulama Microsoft, Yahoo, Google, Facebook, PalTalk, YouTube, Skype, AOL ve Apple şirketlerinin tüm uygulamalarının loglarını NSA ile paylaştığı Xkeyscore ile de anahtar bazlı kelimeler girerek verileri işledikleri ortaya çıktı. Sadece bu logların değil bilgisayar üreticilerinin de NSA için bir arkakapı oluşturduğu ve cihazların kameralarına direkt erişim izni verdikleri ortaya çıktı.
Belgeler sızdıktan sonra, Amerikan Hükümeti Edward Snowden’ı 1917 Casusluk Yasasını ihlal etmesinden dolayı suçlarken, bir kısım insan bu durumu kamu yararına dayandırarak suçlu olmadığını ileri sürmüştü. Bir kısım ise suç işlemiş ama ülkesine yine büyük hizmette bulunduğunu iddia ederek kahraman ilan etmişti.
Devletler ve hükümetler terör saldırılarını engellemek için yine de bu verilere erişip izlemeli mi?
Çalışılan kurumu ihbar etmek etik midir?
Kendi ülke çıkarları mı yoksa insanların özel hayatları ve hakları mı daha önemli?
Doğru olan ülke çıkarlarına uymuyorsa bu, vatana ihanet mi?
Ülke sırları ifşası mı yoksa insanların bireysel hakkı mı?
Hangi değerler daha önemli? Burada etik anlayışımız, bizim için de Snowden’ın ne ifade ettiği sonucuna ulaştırıyor.
Snowden suçlu mu yoksa bir kahraman mı?