HER/AŞK (2013)

mm
623 Görüntüleme
4 Dk Okuma Süresi

Uzunca bir aradan sonra herkese merhaba,

Son zamanlarda gündemin neredeyse merkezine oturan yapay zekanın filmin kahramanlarından biri olduğu ilginç bir yapımı sizlere sunarak bu arayı kapatacağımı umuyorum 😊

Film 2013 yapımı, yani, yapay zeka henüz emekleme dönemindeyken, bir senaristin, ‘Birine yakın hissetmek için bir bedene ihtiyaç var mı? Birbirimize ne kadar yabancılaştık, bu yabancılaşmayı yapay zeka ortadan kaldırabilir mi? Bunu yaparken bizi manipüle edebilir mi?’ gibi soruları, bugünün gerçeğinden habersizken sorması bana çok yaratıcı ve çok cesur geldi. 

Film IMDB’de 8/10 ve Rotten Tomatoes değerlendirmesinde de %95 gibi çok yüksek beğeniye sahip. 

Spike Jonze, senaryosunu yazdığı bu filmin yönetmeni aynı zamanda. Film, ilginç senaryosu, hoş Los Angeles manzaraları, özgün müziği ile Jonze’a 1 Oscar ve 1 altın küre ödülünün yanı sıra sayısız adaylıklar ve ödüller kazandırıp, vizyona girdiği yılın en önemli filmlerinden biri olmayı hak etmiş görünüyor. Spike Jonze’u film severler ‘Being a Malkowitch’ filminin yönetmeni olarak da anımsayabilir. 

Filmi neredeyse tek başına sırtlayan Theodore rolündeki Jaquin Phoenix’i unutulmaz ve kendisine Oscar kazandıran Joker filmindeki rolüyle tanımayan yoktur diye düşünüyorum. 

Filmin diğer önemli oyuncularından Scarlet Johansson ise yapay zeka işletim sistemi OS1’in sesi Samantha olarak yer alıyor, kendisini hiç görmüyoruz. 

Theodore’un en iyi arkadaşlarından Amy’yi 5 kez en iyi yardımcı kadın oyuncu 1 kez de en iyi kadın oyuncu dalında Oscar’a aday olmuş Amy Adams canlandırıyor. 

Kadro sağlam ama Theodore’un kafa karışık 😊 

Film çok ileri olmayan bir gelecekte geçmektedir. Theodore yeniden popüler olan, insanların birbirlerine önemli günlerde mektup yazma işlevini yerine getiren bir firmada 612 nolu yazar olarak çalışmaktadır. Uzun yıllardır birbirlerine bu firma üzerinden mektuplar yazdıran insanları artık tanımakta, kalemi kuvvetli bir yazar olarak beğenilmekte, işyerinde sevilmektedir. Ancak Theodore yalnızdır, boşanma aşamasındadır ve bu durumu kabul etmekte zorlanmaktadır. Arkadaşları bu durumu aşması için ona randevular ayarlamaktadır ama Theodore’un içindeki boşluğu dolduracak kimse karşısına çıkmamıştır.

Theodore’un sürekli elinde cep telefonu gibi kullandığı bir cihaz vardır.  Ancak bu cihazda klavye yoktur, tüm iletişim sesli mesaj olarak yürütülmektedir. Bir gün metroya giderken bir reklama denk gelir, bu ilk yapay zeka işletim sistemi OS1’in tanıtımıdır ve yaşamsal sorulara yanıt vaat etmektedir. Eve gidince merakla işletim sistemini yükler, sistem iletişimi nasıl sürdüreceğine karar verebilmek için Theodore’a bazı sorular sorar ve aldığı yanıtlardan sonra kendini konfigüre eder ve kendine Samantha adını verir. Samantha isminin özü iyi dinlemek/duymak, tanrıdan gelen öğreti anlamına gelmektedir ve bu anlamda da çarpıcıdır.

Bu andan sonra Samantha, Theodore’un yaşamının merkezine yerleşir, ve ilişki gelişir. 

Filme bakınca ne tek başına yapay zeka filmi, ne komedi, ne dram, ne aşk belki hepsinin karışımı belki de hiçbiri değildir. Film ile ilgili daha fazla detay spoiler olacak ama Samantha’nın süreç içerisinde bilmenin bilgisine ulaştığını söylemeden geçemeyeceğim. Sürekli kendini yenileyen, deneyimlerden öğrenen ve buna göre strateji geliştiren bedensiz bir varlıktır artık. 

Filmi izledikten sonra ChatGPT yi psikolog olarak kullananlara belirli bir süre sonra kısıtlama koymaya karar verdiği haberleri ve yapay zeka botuna aşık olan ABD’li yaşlı adamın hazin sonu Phonex’in öngörülerinin ne kadar doğru olduğunu bize gösteren kanıtlar değil mi? 

Ne dersiniz ileride biz robotları yönettiğimizi sanırken robotlar bizi manipüle edip yönetmeye başlarlar mı?

Soruyu buraya bırakıp bu ilginç filmi izlemeye davet ediyorum sizi. Filmi Türkiye’deki platformlarda izleyebilirsiniz.

İyi seyirler…

Bu Makaleyi Paylaşın