Sevgili okurumuz, uzun bir aradan sonra tekrar bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Herkese içtenlikle merhaba.
Yazımızın ilk iki bölümünde mesleki yeterlilik, yasal durumu ve kendi sektörümüzdeki oluşturulan meslek standartlarına değindik. Bilişim sektöründe 25 meslek standardının yayımlandığını ancak, belge zorunluluğu kapsamına bilişim teknolojilerine ait bir mesleğin henüz dahil edilmediğinden bahsetmiştik.
Tehlikeli ya da çok tehlikeli sınıfta bir kuruma ya da işletmeye 4857 sayılı İş Kanununa tabi bir elektrik ustası istihdam edilmek istendiğinde Mesleki Yeterlilik Kurumu İle İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanunun Ek 1-1 maddesine göre bu kişinin bu mesleği bu kurum ya da işletmede icra edebilmesi için Millî Eğitim Bakanlığına bağlı meslekî ve teknik eğitim okullarından ve üniversitelerin meslekî ve teknik eğitim veren okul ve bölümlerinden mezun olup, diplomalarında veya ustalık belgelerinde belirtilen bölüm, alan ve dallarda mezun olduğu doğrulanıyor ise çalıştırılmasında bir sakınca olmadığından da bahsetmiştim. Böyle bir diploma ya da belgeye sahip olmayanların ise 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununa göre ustalık belgesi sahip iseler ve bu durum doğrulanıyor ise çalıştırılmalarında bir sakınca olmayacağından da bahsetmiştim. Burada bahsedilen belgelerin/diplomaların tamamı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından akademik alt yapıya göre hazırlanmış eğitim-öğretim müfredatına göre oluşturulmuş ve bu eğitim-öğretim müfredatının eğitim sürelerini tamamlayarak alınmasına hak kazanılmıştır. Ayrıca bu süre zarfında bir öğrencinin bu eğitim-öğretime harcanan zamanını ve emeğini de hatırlatmak isterim ve bu kısma da vurgu yapmak istiyorum.
Durum böyle iken örneğini verdiğimiz elektrik ustasının böyle bir kurum ya da işletmede çalışması için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilmiş bir diploması ya da ustalık belgesi yoksa Mesleki Yeterlilik Kurumunun yetkilendirmiş olduğu eğitim kurumundan beş yıl süre ile geçerli olacak olan ilgili meslek standardına ait mesleki yeterlilik belgesine sahip olması gerekecektir. Bu belge için verilecek olan eğitimin içeriğini hazırlayanları değerlendirdiğimizde, her ne kadar uluslararası sınıflandırmaya göre de olsa, Milli Eğitim Bakanlığının yani akademik bir yapının haricinde ticaret odaları, esnaf odaları ve bunların bağlı olduğu konfederasyonlar tarafından hazırlanan kısa süreli eğitim programlarıdır. Bu programlar gerek içerik olarak gerekse de süre olarak koşulsuz kabul edilen belge ve diplomalar ile eşdeğer olmamaktadır. Yapılan işler günübirlik ya da yardımcı işler ile sınırlı olmayıp teknik bilgi ve beceri isteyen işleri özellikle kapsamaktadır. Bu özellikli teknik bilgi ve beceri isteyen işlerde çalışacak olanın eğitiminin de aynı özellikte bilgiyi kapsayan akademik eğitim olması bir zorunluluktur.
Ayrı bir konuda özellikli, teknik bilgi ve beceri isteyen işlerde çalışanların iş uygulamasındaki durumudur. Akademik eğitim alarak çalışmaya başlayan kişinin çalışma hayatında ki rolü nitelikli teknik ara elemandır. Çalışma hayatında ara eleman rolünden sonrası yardımcı eleman rolünü üstlenecek olan akademik eğitim almamış çalışanın almış olduğu çok kısa bir eğitimle belgelendirilerek çalışma hayatında ara eleman rolüne büründürülmesi uygulama da çapraz bir durum oluşturmaktadır. Bu durum hem liyakat, hem harcanan süre ve emek açısından haksız ortam oluşturmakta, hem de çalışma hayatında iş sağlığı ve güvenliği yönünden ciddi riskler oluşturmaktadır. Anımsayın lütfen, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun amacı işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir. Çalışma hayatında amaç bu şekilde olsa da mesleki yeterlilik uygulamasında çalışma hayatının bu amacının dışına çıkılmış olmaktadır.
Oysa özel bilgi ve eğitim isteyen nitelikli işlerde yardımcı eleman konumunda değerlendirilmesi gereken, mesleki yeterlilik belgesi ile görevini yürüten çalışanının; çalışma hayatında işin sorumluluğunu ve yürütümünü üstlenen çalışandan sonra gelen ara elemanın yerine konumlandırılmasının desteklendiği kadar ara eleman ihtiyacının giderilmesi ve ara elemanın eğitim ve öğretiminin, niteliğinin ve ekonomik koşullarının artırılması çalışmaları desteklense, bu ara elemanlara olan ilgi de artacaktır. Bu durumda da çalışma hayatında akademik eğitim almış, eğitim ve öğretimini Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde tamamlamış nitelikli çalışanlar ile 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun amacına yönelik faaliyetler de yürütülmüş olacaktır.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere…