Örgütlenme ve Meslek Örgütü

mm Oktay Dursun 64 Görüntüleme
6 Dk Okundu

Bir “paylaşım ve tartışma ortamı” olarak planlanan BM Dergi’de, bir yandan meslek alanımız ve bağlantılı konuları ele alırken, diğer yandan Bilgisayar Mühendisleri Odası, örgütlenme, meslek örgütü gibi Odanın kendisine dair tartışmalar yürütülmektedir. Bu yürütülen çalışmalar oda işleyişini ve faaliyetlerini değerlendirmek ve geliştirmek açısından önemli olacaktır.

Bu bağlamda tartışmaya, meslek örgütü olmanın hukuki ve toplumsal yanı ve kaçınılmaz olarak “örgütlenme” ile başlayabiliriz.

Örgütlenme Nedir?

organizeÖrgüt, örgütlenme ve örgütlenme biçimleri hakkında çokça tartışmalar yürütülmüş, derinlikli teorik çalışmalar ortaya konulmuş, çeşitli modeller geliştirilmiştir. Bunları bu yazının kapsamının dışında bırakarak, konuyu gündelik hayattan yola çıkarak, temel bir kavrayış çerçevesinde ele almaya çalışırsak, şöyle bir tanım yapabiliriz; örgütlenme, çeşitli bileşenlerin bir amaç doğrultusunda bir araya gelerek işlemesidir.

Örgütlenmede asıl olan bileşenler arasında kurulan tanımlı bir ilişki ve iletişimdir. Bu açıdan bakıldığında, madde, özünde elementlerin bir örgütlenmesi olarak karşımıza çıkar. Bu bize örgütlenmenin nasıl kaçınılmaz olarak hayata içkin olduğunu göstermektedir. İnsanla birlikte örgütlenme elbette başka bir niteliğe bürünür; ilk insandan bu yana süregelen örgütlenme bir yandan insanlığın ilerlemesini sağlarken buna paralel olarak daha gelişmiş ve karmaşık biçimlerde karşımıza çıkmıştır. İnsan örgütlenmesi en basit düzeyde aileden, düzenli ordulara, imparatorluklara, modern ulus devletlere ve küresel şirketlere kadar uzanmıştır.

Örgütlenmeler elbette kendiliğinden ve bir anda ortaya çıkmaz; ihtiyacın, uygun koşullarda, gerekli bileşenlerle karşılanma potansiyeli doğduğunda örgütlenmenin imkanları ortaya çıkmıştır denebilir. Bazen de örgütlenme, hayatın akışı içerisinde, kendisini kaçınılmaz bir biçimde dayatır. Bunun sonucunda bileşenlerinin toplamını aşan, pasif/izleyici bireyleri aktif/dönüştürücü rolüne taşıyan, hayata müdahalenin bir aracı olarak örgüt ortaya çıkar. Örgüt hiç bir zaman örgütlenmenin nihai amacı değil, amaca ulaşmak için ihtiyaç duyulan işbirliğinin bir formudur. Bu açıdan sağlıklı bir örgütlenme; bileşenlerin aktif katılımıyla sürekli gelişen, kendini ve bileşenlerini değiştiren, dönüştüren ve yeniden üreten bir süreçtir diyebiliriz.

Bir örgütlenmenin kendini sürekli ve işler kılabilmesi için; fikir ve erek birlikteliği üzerine kurulması, farklılıklara yer vermesi, demokratik olması ve bileşenlerinin doğrudan aktif katılım kanallarını oluşturması zorunludur.

Meslek Örgütleri

Örgütlenme üzerinde bu kadar durmamın sebebi, sağlam bir örgüt ve örgütlenme kavrayışının, bugüne dair önemli katkıları olacağını düşünmemdir. Daha da derinleştirilebilecek tartışmaları burada keserek, meslek örgütlerine bakalım.

Sosyal bir varlık olarak insan, hayatı boyunca bilinçli veya bilinçsiz pek çok farklı örgütlenmenin bir parçası olur. Eğitimden çalışma hayatına, arkadaş çevresinden kültürel ve siyasal örgütlenmelere; toplumsal hayatın devamlılığı, dayanışma ve yardımlaşma, ortak sorunları birlikte çözme, bireysel çıkarlar ve tatmin gibi pek çok nedenle görev ve sorumluluklar üstlenir.

Meslek örgütleri de bu çerçevede, ticaretin gelişmesine paralel olarak 15. YY.da esnaf örgütlenmeleri olarak ortaya çıkmıştır. Osmanlı’da Lonca ismini taşıyan bu örgütlerin temel amaçları; “Lonca mensubu sanatkar, esnaf arasında sosyal eşitliği ve dayanışmayı sağlamak, mesleki faaliyetlerin uygulanışını düzenlemek ve denetlemek” olarak ifade edilmiştir. Bugün de meslek örgütlerinin benzeri temelde hareket ettiğini söyleyebiliriz.

Mühendisler ve Örgütlenme

1908_ommc
1908 – Mühendis ve Mimar Cemiyeti’nin İlk Teşkili

Sanayi devrimi sürecinde ortaya çıkan teknik emek ihtiyacı sonucu yüksek öğrenim seviyesinde mühendislik eğitimi Osmanlı’da da başlamıştır. Yurtdışında ve yurtiçinde eğitim görerek mezun olan mühendislerin Türkiye’deki ilk örgütlenmeleri 1908 yılında kurulan Osmanlı Mühendis ve Mimar Cemiyeti’dir. Cemiyetin amaçlarının başında; “Osmanlı mühendis ve mimarlarının hukukunu muhafaza etmek” gelir. Bu örgütlenme ve sonrasında kurulan kimi birlik ve dernekler, 1954 yılında kurulacak Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin(TMMOB) öncüsü olmuştur. 6235 sayılı yasayla kurulmuş olan TMMOB, T.C. Anayasası(1982)  135. maddesinde tanımlanmış “Kamu Kurumu Niteliğinde Meslek Kuruluşu”dur. Bu yasal zemin; mühendis ve mimarlara, kendi meslek alanını düzenleme yetkisi vermektedir. Burada vurgulanması gereken, meslek odalarının anayasal güvenceye alınmış özerk yapılarıdır. TMMOB bu özerklik ve işleyişi şöyle tanımlamaktadır;

“(..) meslek örgütleri devlet tüzel kişiliği içinde olmayıp, ayrı tüzelkişiliği olan “yerinden hizmet yönetim” kuruluşlarıdır. Yerinden yönetim, merkezi devlet idaresi dışında ayrı tüzel kişilik olarak örgütlenmiş bir yapıyı ifade etmektedir. Merkezi idarenin değil de, o konuda uzmanlaşmış birimlerin yapması istenen faaliyetler, meslek örgütlerine verilmiştir. Meslek alanı, yalnızca meslek mensuplarının söz ve karar sahibi olduğu ve denetim mekanizmalarını da yine kendilerinin oluşturduğu demokratik bir yapı içerisinde düzenlenmekte ve yürütülmektedir. Bu nedenle,  meslek kuruluşları, devletten hem mali hem de idari olarak tamamen bağımsız, özerk kuruluşlardır.” [1]

“Özerklik” TMMOB’nin kuruluşundan bu yana, örgüt tarafından hassasasiyetlere korunan bir nitelik olmuştur. TMMOB’nin ilk başkanı “bağımsızlıklarını zedeleyeceği” gerekçesiyle, dönemin hükümeti tarafından yapılmak istenen yardım teklifini reddetmiştir.

Dünya ve Türkiye’deki toplumsal, siyasal ve ekonomik gelişmeler, ülkenin kalkınma ve sanayileşme hamlesinde önemli bir rolü olan mühendisleri de doğrudan etkilemiş, meslek örgütlenmeleri de buna bağlı olarak değişim göstermiş ve göstermektedir. Mühendisin toplumsal konumu ve kimliğinin zaman içerisindeki değişim ve dönüşümünü kapsamı dışında bırakarak fakat TMMOB açısından bir tarihsel kırılmayı da atlamayarak; toplumcu mühendislik, meslek ve mücadele, Bilgisayar Mühendisleri Odası ve günümüzde meslek örgütleri konularını bir sonraki yazıda ele alalım.

1 – Siyasi İktidar, Tmmob Üzerinde 12 Eylül Darbecilerinin Uygulamaya Utandığı Vesayeti Uygulayacakmış(!)

ETİKETLENDİ:
Bu Makaleyi Paylaşın
mm
Tarafından Oktay Dursun
Follow:
Yazılım geliştirici. Yayın Kurulu Koordinatörü. Dinlemeyi, okumayı ve yazmayı seviyor. İlgi alanları: bilişim tarihi, teknoloji politikaları, yeni teknolojiler.