Tekno-politika

Yazılım İyelik Hakları

iyelik

Yazılım iyelik (telif) hakları konusunda TBD Bilişim Dergis’nin 151. Sayısında (sf. 86-87) yazdığım yazıyı genişleterek paylaşma gereksinimi duydum.

Bilgisayar mühendisliğinin uygulama alanı genellikle yazılım geliştirmedir. Yazılım denince de aklımıza, kurumsal kaynak planlama, belge yönetimi, hastane yönetimi, finans, insan kaynakları yönetimi, eğitim yönetimi, coğrafi bilgi sistemi gibi uygulama yazılımı sistemleri gelmektedir.

Ülkemizin bilişim alanındaki çalışmalarının başlangıcı olarak Karayolları Genel Müdürlüğü’nde yol hesapları yapmak amacıyla alınan ilk bilgisayarın, IBM 650’nin geldiği 30 Eylül 1960 günü kabul edilebilir.

Bu sistemdeki programların sistemdeki adres alanlarının takılıp çıkarılmasıyla, lehim yapmadan bağlanarak oluşturulması nedeniyle, bu işleme SOFTWARE adı verilmiştir.

1966 yılında, dünyada bir ilk olarak, kendi anadilinde “software” karşılığında “Yazılım” sözcüğünü kullanan ise biz olduk. “Yazılım” sözcüğünü, tıpkı “Computer” yerine “Bilgisayar” (1968) sözcüğünü de dilimize kazandıran, ülkemizde Bilgisayar Mühendisliğinin kurucusu (1977) Sn. Aydın Köksal’a borçluyuz.

Gelişen teknoloji ile birlikte yazılım ürünlerinin de bulunduğu ortamlar değişti. Delikli kartlarla hazırlanan yazılım sistemleri uygulamada yerini aldı.

Bu dönemde yazılım sistemlerinin fiziksel yapısı nedeniyle kopyalanması ya da çoğaltılması söz konusu olamazdı. Olsa bile, oldukça zahmetli bir uğraş gerektirmekteydi.

Bilgisayarların gelişmesi ve yeni kuşak donanımların da ortaya çıkması ile yazılım ürünleri de biçim değiştirdi. Yazılımların saklanma ortamları farklılaştı. Yazılım sistemleri çoğaltılabilir hale geldi. Kaynak kodların önemi arttı. Kopyalama ve yasa dışı kullanma olayları arttı. Yazılım üreticisi olanları bu durumdan koruyacak çeşitli donanımsal önlemler alınabilmekle birlikte, büyük boyutlu kurumsal uygulamalarda bu tür kısıtlamalar yerine hukuki koruma yöntemleri benimsenmektedir. Uygar ülkelerdeki gelişmişlik düzeyi bu tür önlemlerin alınmasında devletin rolünü ön plana çıkarmakta olup koruma önlemleri devlet tarafından uygulanmaktadır.

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile yazılım için eser sahipliği kavramını getirmiş olan ülkemizin, patent konusunda Avrupa Patent Örgütü ilkeleri çerçevesinde uygulama yapması nedeniyle, Amerika Birleşik Devletleri’nde geçerli olan “Yazılıma Patent Alma” uygulaması geçerli olmayıp aksine, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’nin 6.c maddesinde patent verilemeyecek konular arasında “Bilgisayar Yazılımı” özellikle yer almaktadır:

Patent Verilemeyecek Konular ve Buluşlar

Madde 6 – Aşağıda sayılanlar buluş niteliğinde olmadıkları için bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalır:

a – Keşifler, bilimsel teoriler, matematik metotları;

b – Zihni, ticari ve oyun faaliyetlerine ilişkin plan, usul ve kurallar;

c – Edebiyat ve sanat eserleri, bilim eserleri, estetik niteliği olan yaratmalar, bilgisayar yazılımları;

d – Bilginin derlenmesi, düzenlenmesi, sunulması ve iletilmesi ile ilgili teknik yönü bulunmayan usuller.

Yazılıma patent almak demek, özgür yazılımın önüne geçmek demek değildir. Konumuzu bu bağlamın dışında değerlendirmekte yarar var.

Yazılımevleri tarafından geliştirilen uygulama yazılımı sistemlerinin iyelik (telif) haklarının korunması, ülkemizin içinde bulunduğu büyüme atılımına katkı sağlayacaktır.

Özellikle bilişim alanındaki eğitimlerde göz ardı edilen konuların başında hukuki düzenlemelerin öğretilmemesi gelmektedir. “Yasayı bilmemek mazeret olamaz” kuralını da anımsayınca, bilgisayar / bilişim alanındaki eğitim konuları arasında “Bilişim Hukuku” konusunun bulunmasının önemi bir kat daha artmaktadır.

Her yurttaşın vatandaşlık görevini yerine getirirken bilmesi gereken yasalara ilişkin ilkokul sıralarında öğretilmeye başlayan hukuk kuralları, meslek uygulamaları söz konusu olduğu zaman bir kat daha önem kazanmaktadır. Günümüzde hukuk herkes için bilinmesi gerekli konular arasında yerini almıştır.

FSEK 10. maddesinin son fıkrasında “Birden fazla kimsenin iştiraki ile vücuda getirilen eser, ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa bir sözleşmede veya hizmet şartlarında veya eser meydana getirildiğinde yürürlükte olan herhangi bir yasada aksi öngörülmediği takdirde birlikte eser üzerindeki haklar eser sahiplerini bir araya getiren gerçek veya tüzel kişi tarafından kullanılır.” ifadesi vardır.

Bir çalışanın yazılım üretimi yaparken bunu sahiplenmesi, iyelik haklarını kendi üstüne alması işverenin iznine bağlı olup aksi durumda bu ürün çalışılan firmanın malı olmakta. Bu basit kural bile birçok yanlışın yapılmasını önleyecek derecede önemlidir.

Yazılım Kaynak Kodu

Yazılım ürünlerini sınıflandırmak olanaklı. Sistem yazılımı ürünleri, linux, iOS, Android, Windows, Unix, gibi işletim sistemleri, hazır yazılım ürünleri (yedekleme, güvenlik, vb.) ile uygulama yazılımı ürünleri olarak değerlendirebiliriz.

Yazılım kaynak kodu isteme bir çeşit güvensizlik sorununu aşmak için ülkemizde özellikle de kamu kurumlarınca uygulanmakta olan bir yöntemdir. Bunun başlıca nedeni ise, ülkemizdeki yazılım firmalarının ömürlerinin kısa olmasıdır. On yılı aşkın süredir ayakta kalmış yazılım firması sayısı yeteri kadar çok değildir.

Neden yazılım kaynak kodu istenmektedir? Mevzuat böyle, diye yanıt almak kolaya kaçmaktır. Yazılım sistemlerinde sürekliliği sağlayacak bakım hizmetlerini almaktan kaçınmak için kaynak kodlar istenmekte ve aslında rakip konumunda olan kamu kurum ve kuruluşlarına bakım amacıyla yine kamu tarafından verilmektedir. Bindiğimiz dalı kesmek böyle başlamaktadır.

Siz hiç, ünlü bir işletim sisteminin ya da yurtdışı kaynaklı bir yazılım firmasının ürettiği uygulama yazılımının (örneğin bir ERP sisteminin) kaynak kodunu isteyen kamu kuruluşuna rastladınız mı? Ben rastlamadım. Bu örneği verince yurtdışı kaynaklı bu firmaların büyüklüklerinden, yurtdışı kökenli olmalarından dolayı yazılım kaynak kodunun isten(e)mediği mazeretiyle karşılaşmayanımız yoktur.

Sorunun kökeninde yazılım sistemlerinin yüksek maliyetlerinin müfettişler karşısında savunulamaması nedeniyle, kaynak kodlarının başkalarına da verilerek bakım ve yaşatma hizmeti sağlamak olduğu da bilinmektedir.

Yazılım ürünlerimizin iyelik haklarının mevcut yasalarla korunabilmesi için ya yazılım alım yöntemleri değişecek ya da yazılım da patent verilebilen ürünler arasında yerini alacak. Kalkınma için yazılım sanayinin gelişmesi şart. Yazılım sanayinin gelişmesi içinse fikri mülkiyetin varlığının kabul edilmesi…

Dünyanın en zengin insanı olan Bill Gates daha 13 yaşındayken, 1968’de “Bilişim Teknikbilimini Ulusal Bir Kalkınma Aracı Olarak Kullanacağız” diye yola çıkan Sn. Aydın Köksal ve arkadaşlarının ülkemizi bu hedefe taşırken yasa yapıcılardan yeterli desteği göremediği de açık değil mi?

Yazılım ürünlerine patent alan Bill Gates bir tarafta, bu koruma mekanizmasından yoksun kalmış Türk Yazılım Sanayi bir tarafta…

Ali yazar, Veli bozar; Bill’dik biri kazanır…