BMO/TMMOB

Yeniden Merhaba!

Değerli Meslektaşlarımız,

Uzun bir aradan sonra sizlere Odamızdan yeniden merhaba diyebilmenin mutluluğu içerisindeyiz. Dergimizin son sayısından bu yana geçen bir yıla acı, tatlı birçok gelişmeyi sığdırdık. En başından başlarsak, geçtiğimiz yılın 12-13 Mart tarihinde düzenlenen Odamızın 3. Genel Kurulu’nda sizlerin desteği ile TMMOB’nin toplumcu mühendislik anlayışını Odamızda yeniden egemen kılmanın sevinci yaşadık. Genel Kurul’un bittiği dakikalarda Ankara Güvenpark’ta patlayan bomba ise bir bütün olarak ülkemizi yasa boğdu…

Bizi bombalarla, katliamlarla, OHAL ortamıyla sınayan karanlığa inat sıvadık kollarımızı, Odamız, mesleğimiz ve ülkemizin aydınlık yarınları için… Hedeflerimizi ve planladığımız çalışmalarımızı özetlediğimiz kapsamlı bir çalışma programı oluşturulması ile başladık çalışmalarımıza ama her şeyden önce 3. Dönem Yönetim Kurulu olarak şunun altını çizmiştik: Hedeflerimiz başarıya ulaşması üyelerimizin, meslektaşlarımızın geniş katılımı ve doğrudan katkı koymasını sağlayacak kanalların kurulması, ortak akıl ve kolektif emek ile çalışmaların yapılması, demokratik bir işleyişle kararların alınması ve ortak bir iradeyle uygulanması ile mümkündür. Çalışma dönemimizin başından bu yana Yönetim Kurulu olarak öncelikli görevimiz böyle bir işleyişin ve anlayışın Oda çalışmalarında yerleşmesini ve çalışma kültürü haline gelmesini sağlamak oldu.

Bu anlayış ve inançla sizlerin önerileri doğrultusunda komisyonlarımızı kurduk ve sizlerin her zaman katılım yapabileceğiniz bir çalışma zeminini oluşturmaya çalıştık. Birçok ilde ve teknokentlerde meslektaşlarımızın mesleki, kişisel ve toplumsal gelişimini sağlayacak onlarca eğitim, forum ve toplantı düzenledik. Mezuniyet törenleri, proje sergileri ve oryantasyon etkinlikleri kapsamında memleketimizin dört bir yanında bulunan üniversitelere giderek, geleceğin mühendisleri olarak bayrağı devredeceğimiz öğrenci arkadaşlarımızla buluştuk. Yine öğrenci üyelerimizin stajyeri bulma sorunu kapsamında “StajYeri Destek Programı” çalışmasını başlattık. Kamu kurumu niteliğinde ve kamu ve toplum yararına faaliyet gösteren bir meslek örgütü olmanın gereği olarak onlarca basın açıklaması ile topluma karşı demokratik sorumluluğumuzun yanı sıra, meslek alanımızla ilgili kamuoyunu bilgilendirme görevini de elimizden geldiğince yerine getirmeye çalıştık. Keza kamu kurumları ile yaptığımız görüşmelerle meslek alanımızla ilgili, kamuoyunu birinci derecede ilgilendiren bilişim projeleri hakkında çok kısa zamanda çıktılarını paylaşacağımız rapor ve görüş çalışmalarını başlattık. Bununla birlikte odamızın kurumsallaşması kapsamında önemli çalışmalar da başlattık. Odamızın iç işleyişini yarına devredecek kurumsal bir yapıya dönüştürecek olan yönergeleri yürürlüğe koyarken, mesleki yönetmelikler ve oda mevzuatına oluşturulmasına yönelik çalışmalarımızda önemli mesafeler kat ettik.

Yukarıdaki çalışmalar bu bir yıla sığdırdığımız ama dergimizin sunuşuna sığdıramadığımız çalışmalarımızın kısa bir özetiydi. Uzun süredir etrafımızı saran şiddet sarmalı ve savaş politikalarının sonucu olarak yaşanan katliamlarla ölümlerin, patlayan bombaların neredeyse olağanlaştığı, darbe girişimleri yaratan hukuksuzlukların yaşandığı bir ortamda bu faaliyetleri yapmaya çalıştığımızın altını çizmek istiyorum. Yıllardır el birliğiyle ülkemizi karanlığa ve kaosa sürükleyen güçler, bu kez darbe girişimi ile yarattıkları krizden çıkış yolu aradılar. Akabinde ilan edilen ve günümüze kadar devam eden OHAL durumu ve çıkarılan KHK’lerle darbelerden beslenen bu hukuksuzluğun sürekli hale gelmesi sağlandı. O zaman kamuoyu ile paylaştığımız görüşlerimiz buradan da yineleyelim: Her zaman olduğu gibi, her türlü darbeye ve her türlü baskıcı dikta rejimi anlayışına karşı demokrasiden yana tüm güçlerle birlikte barışın egemen olduğu, demokratik, laik bir Türkiye için mücadeleye devam edeceğiz.

Sürekli hale gelen ve ülkemizi bir bütün olarak etkisi altına alan OHAL ve KHK hukuksuzluğundan TMMOB örgütlülüğü ve Odamız da nasibini aldı. Odamız Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı ve Onur Kurulu Üyesi Prof. Dr. Funda Başaran hiçbir hukuki dayanak olmadan ve savunma hakları dahi tanınmadan 686 Sayılı KHK ile bir çok akademisyenle birlikte görevinden ihraç edildi. Memleketin geçmişle bağını kopartan, bugününü yağmalayan geleceğini çalan böylesine bir karanlığa karşı bilimin yüz akı ilerici-demokrat akademisyenlerimizin yanında olduğumuzu ve bilimi, aklı, vicdanı savunmaya devam edeceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Değerli Meslektaşlarımız,

Odamız ve meslek alanımızla ilgili yürüttüğümüz ve son aşamasına getirdiğimiz çalışmalarımızı da çok yakın bir zaman içerisinde sizlerle paylaşacağız. Teknolojik alt yapı ve iş süreçleri kapsamında yenilenen üye arayüzümüz, basım aşamasına gelen üye kimlik kartlarımız, kamuoyunu doğru bilgiler verilmesi ve yurttaşlarımızda oluşan kafa karışıklıklarının ve kaygıların giderilmesi amacıyla hazırladığımız SEÇSİS raporumuzun paylaşılması ve elbette BM-Dergimizin Nisan ayında basılacak olan 7. sayısı bunlardan sadece birkaçı…

Değerli Meslektaşlarımız,

Bizlerin, çocuklarımızın hatta torunlarımızın geleceğini ilgilendiren, Cumhuriyet tarihimiz için hayati önem taşıyan kritik bir referandumun arifesindeyiz. Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi mevcut Anayasanın neredeyse %40’ına denk gelen, 58 maddesi üzerinde değişikliği, 21 maddesinin de yürürlükten kalkmasını içermektedir. Ayrıca yapılış koşulları, usulü ve içeriği açısından da ülkemiz için bir sistem ve rejim değişikliğini ifade etmektedir. Önerilen Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda parti genel başkanı olmasına olanak tanınmakta, meclisi feshetme, bütçe hazırlama, kararname çıkartma, HSK ve AYM üyelerinin tamamına yakınını atama vb. yasamayı by-pass eden, yürütme ve yargı üzerinde ise vesayet rejimi kurabilecek yetkiler verilmektedir. Toplumsal mücadeleler ve demokrasi deneyimleri ışığında insanlığın geldiği noktada demokrasinin gelişimi yasamanın yani parlamentonun güçlendirilmesi, halkın siyasete katılımının sağlaması ile orantılıdır. Yeni Anayasa Teklifinde yasama-yürütme-yargı erkleri arasındaki olması gereken kuvvetler ayrılığı ilkesinin ortadan kalkarak yetkilerin tek merkezde toplanması, ülkemizin demokrasi mücadelesini ve birikimini oldukça gerilere götürecektir.

TMMOB tarihi her zaman ülkesinden ve halkından yana tavır alan onurlu, yurtsever mühendis, mimar ve şehir plancılarının tarihidir. TMMOB tarihi, bilimi ve teknolojinin çıktılarının tüm ülkeye yaygınlaştırılması ve tüm halkın faydalanabilmesi için var gücüyle çalışan yurtsever mühendis, mimar ve şehir plancılarının tarihidir. TMMOB’nin kamu yararını ve toplumsal faydayı önceleyen toplumcu mühendislik anlayışını miras alan bilgisayar mühendisleri olarak üyelerimize, mesleğimize ve ülkemize olan sorumluluğumuzla bu referandumda #Hayır demeyi tarihsel bir görev olarak görüyoruz.

İçerisinde bulunduğumuz bunca zorluklara ve karanlığa rağmen 17 Nisan sabahı daha umutlu bir ülkede uyanabilmeyi sağlayacak ve ötesindeki aydınlık Türkiye’yi kuracak olan iradeye inancımız tamdır.

Savunmak gerçeği, çoğu kez
Yalnızlığını bilerek

Yaşamak görevdir bu yangın yerinde
Yaşamak, insan kalarak

Ataol Behramoğlu

Dostlukla,

Birkan Sarıfakıoğlu
Bilgisayar Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı